13 yaş altına sosyal medya yasağı geliyor

BTK’nın açıklamasına göre: “13 yaş altındaki, yani ortaokul öğrencilerini, özellikle orta dördü bitirmiş öğrencileri sosyal medya uygulamalarına ve sosyal ağlara erişimlerini yasaklamak için bir çalışmamız mevcut, önerimiz olacak.” Ayrıca BTK: “Kamu olarak ilk hedefimiz yerli bir uygulama geliştirmekti, ancak bu yerli uygulamanın sadece Türkiye’de kalmasının değil, PEGI (Avrupa Oyun Bilgi Sistemi) altında Türkiye’ye uygun ek bir ‘case’ açılırsa daha verimli olacağı konusunda ciddi görüşler oldu. Bu konuda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Kaynak: 13 yaş altına sosyal medya yasağı geliyor! Dünyadaki örnekler incelendi , 13 yaş altına sosyal medya yasağı geliyor - Yaşam Haberleri

Açıkçası nasıl yapacaklarını bilmiyorum, aklıma gelen en olası şey GüvenliWeb’i bazı cihazlarda sorunlu olarak açık tutmak ve uymayanlara para cezası vermek olabilir. Bütün internete erişim için e-Devlet zorunluluğu getireceklerini sanmıyorum, çok sıkıntılı olur. Hangi sosyal medya siteleri belirtilmemiş ama X, YouTube gibi siteler olabilir bence. Destekliyorum, algoritmalar daha fazla izletmeye programlanmış durumda, her sitenin moderasyonu maalesef aynı değil, “brain rot” gibi şeyleri düşününce destekliyorum ama sadece bunu getirdik, bitti demekle olmaz. Devlet internet güvenliğini daha aktif bir şekilde sağlamalı (sansür demiyorum), mesela ünlü kişilerin paylaşımlarını, bu kişilerin yaptıklarını inceleyebilir, yabancı ülkelerdeki “çocuklar gizli FBI ajanıdır” mantığını örnek alabiliriz ve buna birçok örnek verebilirim. BTK bence bu konularda daha fazla yatırım yapmalı.

Hem ailelere hem de devlete sorumluluk düşüyor; ne sadece aile ne de sadece devlet tek başına bu durumu çözebilir. Ben küçükken internet kullandığımda başıma neler gelmediğini hâlâ bilmiyorum, Allaha emanet takılmışım sosyal medyalarda küçükken. Aileler bilinçlendirebilir, çocuklar da öyle. Bence nihai çözüm, tüm ülkelerin bir araya gelip alternatif “çocuk-internet-kablosu” gibi kablolar çekip bunu dünyaya yayması olabilir.

Son düzenleyen: @RootKurbani 2024-11-28T09:48:40Z

2 Likes

Göstermelik bir uygulamamı yoksa cidden hayata geçecek bir şey mi anlamak çok zor. Bence öncelikle devlet çocukların sorumluluğunu sıkılaştırmalı, önüne gelen herkes çocuk sahibi oluyor :slight_smile: Çocuğu internet üzerinde istismara mı uğradı? Bu ebeveynin para cezası mı yoksa nasıl bir ceza alması gerekir bilmiyorum ama çok sert bir ceza vermek gerekiyor bence. 0-7 yaş arası bir çocuğa “başından savma” amaçlı eline tablet tutuşturmanın, o çocuğu sokağa yalnız salmaktan farksız olduğunu düşünüyorum. Hepimizin çevresinde böyle insanlar muhakkak vardır, herkes çocuk sahibi olmamalı.

6 Likes

Öyle değil, bir zaman kotası verilebilir ve SGK 'dan gelenler bakıp, hangi telefonu, tableti, bilgisayırı… kim kullanıyor diğe, eğer bu tableti çocuğun kullandığı bildirilmemişse o zaman ceza verilebilir

Çok saçma bir yargı, insanlar çocuğu devlet izni ile mi yapmalı, devlet bu sefer karşıt görüşlü insanların çocuk yapmasını engellemez mi? Veya ne yapacak, yatak odalarına kamera takıp inceleyecek mi? Doğumhane’de çocuğu öldürecek mi? Bu gayriresmi işlere yol açmaz mı? Bir insan çocuk sahibi olmak için neden devletten izin alsın? Devlet bu kararı neye göre verecek? Ölçü ne olacak? Hiçbir insanın çocuk sahibi olma duygusu elinden alınamaz, bu zorla kısırlaştırma ile aynıdır. Her kadın anne, her erkek baba olmak isteyebilir. Sen bunu ciddi ciddi mi söyledin bilmem, lakin bunu ciddi ciddi savunan kişiler gördüm.

Teknoloji hayatımıza artık son derece kuvvetle girdi ve bugün bir araştırma yaparsanız, her çocuk küçük yaşta bu ortam ile tanıştı. Ebeveynleri bilinçlendirmenin bir faydası olacağını zannetmiyorum, zirâ kadın işte, baba işte. Çocuklara ya kreş, ya aile büyüğü bakıyor. Aile büyükleri de genellikle başedemiyor. Herkesin ekonomik gücü kreşe yollamaya da yetmiyor. Ebeveynler eve döndüklerinde ise karınlarını doyurup yorgun düşüyorlar. Babanın çalıştığı, annenin ev hanımı olduğu durumda çocuk ile daha fazla ilgilenebilir ama evde yapılacak işlerde mevcut olduğundan dolayı o da bir yere kadar, bu sürede çocuğu da kontrol altına almalı, lakin bu her gün maalesef mümkün değil. Artık eskisi gibi, benim çocukluğumdaki gibi mahalleler toprak yollardan, gecekondulardan, az sayıda nüfus, araç ve hâneden oluşmuyor. Yollar artık asfalt ve kaldırımlı ve işlek, en kötü sokak bile vızır vızır. Evler artık gecekondu değil apartman, bir mahallede tanıdıkların değil artık hiç tanışmadığın kişilerde oturuyor güvenip çocuğu sokakta oynatamazsın. Biz eskiden sokaklarda top oynardık, araba geçmezdi, yollar topraktı, evler gecekonduydu yıllarca orada yaşayan komşularımız ve yerel halktı, herkes birbirini tanıyor ve biliyordu…
Diğer husus ise dört tarafı korunaklı hapishane gibi siteler. Ki siteler genel olarak hem kira, hem de satış fiyatı olarak çok maaliyetli. Herkesin yaşayabileceği bir yer değil ve büyük binalar çocuklara psikolojik olarak olumsuz etki sağlıyor, gökyüzünü görmek özgürlüktür. Bu özgürlük kimseden, bilhassa çocuklardan alınamaz. Bu sebeple benim en nefret ettiğim şey sitelerdir. Bilmem katılıp katılmamak size kalmış ama ben burada “insanların çocuk yapmasını engelleyelim” gibi bir şeyi değil, aksine “çocukların daha iyi yetiştirilebilmesi için eğitim ve sosyal hayatta yenilikler yapalım.” fikrini taşıyorum. Bana göre sorun maddeleri şunlar:

  • Sokakların asfalt olması, sokaklardaki araç trafiğini arttırdı.
  • Kentsel dönüşüm yolu ile apartmanların inşâ edilmesi yerel halkı bölgeden uzaklaştırdı ve komşuluğu bitirdi. Birbirini hiç tanımayan ve kültürleri hiç kaynaşmayacak kişileri bir mahalleye topladı.
  • Siteler ile üst sınıf yaratıldı, site içerisindeki çocuğun dışarıdaki ile kaynaşması, farklı kültürler ve huylar ile tanışması engellendi.
  • Kentsel dönüşüm ile yeni apartman ve sitelerin inşâ edilmesi ile birlikte bölgedeki toprak fiyatları katlanarak arttı, apartman kira ve satış bedelleri katlandı, site içi zaten misli ile katlandı. Bunun çözümü bana göre dikey kentsel dönüşüm değildi, yatay kentsel dönüşümdü. Mütaahitler değil, halk desteklenmeliydi. Halk çalışarak toprak satın almalı ve istediği gibi evi belediye onayı ile kendi inşâ etmeliydi. Kat sınırı konmalı ve 3 kattan yüksek yapılara izin verilmemeliydi. Bu toprak fiyatların artmasına ve ev kira ve satış bedellerin artmasına veya bu denli artmasına engel olacaktı. Bugün bir yerden toprak satın aldığınızda topraktan ziyâde orada inşâ edilecek olan mütâhitin vereceği kat karşılığının da hakkını satın alıyorsunuz, size toprağı satan bunu da hesap ediyor ve bu potansiyel gücün fiyatını biçiyor. Arsayı size satan adam, mütahit buraya 3 daire veriyor. Her dairenin fiyatı 2 milyon olsa; 6 milyon, bir de arsa değeri 7 milyon ₺’ye size aslında değeri 1 milyon ₺ olan arsayı satıyor. Üzerine apartman inşâ edilmeden o parayı arsa satın alırken ödüyorsunuz. Bu sebeple düşük gelirli veya orta gelirli insanlar gecekondu tarzı başlarını sokacakları bir yapıyı inşâ edebilecek bir arsa bile satın alamıyor. Bu sorun dikey mimarili kentsel dönüşüm sebebiyle ortaya çıktı, ekonomimizi bozan en temel unsur mütahitlik ve dikey mimarili kentsel dönüşüm oldu.
  • Türkiye kurulduğundan beri eğitim sistemi hiçbir vakit tam anlamıyla başarılı olmadı. Eğitim sistemimiz; kendi kültürümüzü, toplum ahlakını ve araştırma hevesini öğrencilere aşılamadı.
  • Artık hanımlarında işe girerek çalışması bir ekonomik zorunluluk hâline geldi ve çocuklar kimi vakit evde yalnız, kimi vakit aile büyüklerine emenat edildi (babanne, ananne vb.), kimi vakit durumu biraz daha iyi olanlar ise kreşe verip çocuğu olması gerekenden erken anne kucağından ayırarak, çocuğun en önemli yaşlarında anne şevkâtinden mahrum kalmasına sebep oldu ve psikolojisi bozuk, kültürel bağları zayı ve vicdanı yoksun bireylerin yetişmesi sağlandı.
  • Ekonomik durumumuz yetmiyor olmasına rağmen ayağımızı yorgana göre uzatmayı unutup, kredi kartlarına güvenerek lükse kaçtık. Aile ferdlerine ucuz telefon yerine masraflı telefonlar satın aldık. Bazı şeyleri ihtiyacımız yokken satın aldık…

13 yaşından küçük çocukların sosyal medya kullanması ciddi anlamda risk taşır, küçük yaşta yaptıkları şeylerden büyüdüklerinde pişmanlık duyabilirler. Veya daha kötüsü sosyal medyada bıraktıkları ayak izini büyüdüklerinde kaldıramaz hâle gelebilirler. Sosyal medyanın olumsuzluğundan etkilenip psikolojileri bozulabilir, bir yerde söylediğiniz gibi lince maruz kalabilir. Benim aklıma bunun önüne geçmek için net bir fikir gelmiyor, umarım devlet büyüklerimiz iyice araştırıp iyi bir karar alırlar. Ancak bu habere sevindim, olmasını istediğim bir şeydi. Komşuya misafirliğe gitsek bile çocuklar saklambaç, seksek, UNO, satranç, futbol gibi oyunlar yerine oturup tablet ve telefonlardan birbirleri ile Roblox, Brawl, Clash vb. oyunları oynuyorlar. Bu duruma ek olarak bence sosyal medya değil de “cep telefonu ve tablet kullanım süresi” de eklenmeli. Çocukların birbirleri ile sosyalleşmesi sağlanmalı. Tabî genel bir sistem değişikliğide gerekli yukarıda saydıklarım ve söylediklerim bana göre sorunların temel kaynağı. Yukarıyada bir site inşâ hâlindeyken ki fotoğrafını koydum (ki bu sitenin durumu yine fera değil daha beterlerini yüksek ve sık olanları gördüm), bu açıdan dünyaya baktığınızı düşünün, kendinizi nasıl hissederdiniz? Bence hiç gzel bir duygu değil. Elbet bu benim, o da sizin düşüncenizdir. Düşünce çatışmasına girmeye niyetim yok. Ben düşüncelerimi yazdım ve anlattım. Sizde dilerseniz düşüncelerinizi yazar ve anlatırsınız, benim yazdıklarımı siz, sizin yazdıklarınızı ben düşüünürüm. İç muhasebe yaparız burada kedi köpek atışması yapmaya gerek yok, maalesef forumlarda bu kedi köpek atışması çok oluyor, peşinen söyleyeyim dedim. Yani bir yanıt verecekseniz detaylıca fikrinizi, düşüncelerinizi, gözlem, deneyim ve çözüm yollarını bir kere güzelce yazarsınız bu çok daha iyi ve hayrlı. Saygıyla, hoşça kalın.

3 Likes

Niye bu kadar uzun bir yazı yazma gereği duydunuz anlamadım. Evet benim fikrim bu: herkes çocuk sahibi olamaz ve (herkes) olmamalı (burada insanlar çocuk yapmasın demiyorum, herkes anne baba olamaz, olmasın diyorum). Ve evet, günümüzde varoluşunun nedeni “yanlışlık” olduğu için yetimhane köşelerinde büyüyen çocuklar var. Çağımızda “Yetimhane”, “çocuk esirgeme kurumu” gibi kamu kuruluşları yada “kimsesiz çocukları koruma vakfı” gibi dernekler olduğu sürece evet, herkes çocuk sahibi olamaz ve olmamalı?

9 Likes

Çok güzel bir uygulama ancak devletimiz sağolsun diğer uygulamalar gibi bunun da üstünde çok duracaktır eminim ki :smiley:
Şuan forumlarda da aynı sistem var da kimin umrunda?
TC kimlik dışında bir yontem olduğunu düşünmüyorum.

Ayrıca sosyal medya platformları da bu uygulamayı yapmayacaktır.

2 yılda bir çıkan ilk 15’ti, sonra 13 oldu, şimdi hala 13. Bence bunlar hep halktan gelen şikayetlerden. Şu an sıfırdan bir Instagram hesabı açalım; saçma sapan, 8 yaşında çocukların postlarını görürsünüz. Örnek olarak deney yapabiliriz. TikTok’a girmiyorum bile.

Haklısınız lakin sosyal mecraların hepsinde yaş sınırı var; çocuk 7 yaşında orada yaşını seç diyor, 2000 diyor veya 1900’ler diyor uydurup kullanıyor. Biri gelip şikayet edecek, sosyal mecralardaki botlar inceleyecek; çok uzun ve saçma bir işlem. Ben ırkıma, milletime “cahil” lafını kullanmıyorum ama “bu uygulamayı şu tarihte yükledim, şu tarihte kullandım” olacaklardan Google Play sorumludur diyor.

R10 ve birkaç site daha bir ara kimlik doğrulaması yapıyordu. Ne kadar makul/değil yorumlarınıza kalmış.

1 Like

R10 yılların Webmaster platformu, içinde çok yüksek hacimli alım satım işlemleri gerçekleşiyor. Öyle bir platformda TC kimlik no talep edilmesi kullanıcılar açısından da önem arz eden bir konu, ticaretlerini güvene almak için. Öte yandan BTT’de TC kimlik no ile kayıt olma olsaydı çoğu kişi kayıt olmazdı diye düşünüyorum.

2 Likes

Tam emin olmamakla birlikte (nasıl doğrulama yapıyorlar bilmiyorum) sahte bir güven ortamı oluşturuyor olabilir mi? Mesela yaşadığım bir olayda alıcı, kimlik numarası, aldığı ana dair kamera kaydı, mesajlaşmalar ve dahi oturduğu eve kadar bilmeme rağmen paramı geri alamadığım bir durum olmuştu. Polis ve dahi savcılık bu konuyu taraflar arasındaki ticari bir durum olarak değerlendirmişti.

Aklıma gelen ikinci durum ise bir başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle kendini başkası gibi göstermek ve bu suretle hem yaş sınırı olan şeyleri bertaraf etmek hem de bir başkası üzerine suç isnat edilmesine neden olma.

Bu aslında iki tarafı da keskin bir kılıç. Duruma göre hem avantaj hem de dezavantajı bir arada getiriyor. Çok eskiden davet veya referans suretiyle forumlara üye olunduğu zamanlar vardı. Hatta R10’da bunu bir süre denedi. Bence o biraz daha güvenli bir yöntem idi. Çünkü bir sorun durumunda hem sizi hem de size referans olan kişiyi forumdan uzaklaştırıyorlardı. Dolayısıyla insanlar da ince eleyip sık dokuyorlardı.

Ya onu bir tarafa bırakalım trolleme olmasaydı birçok forum anonim post göndermeye bile izin vermek isterdi. Yani hem üye olup ama duruma ve konuya göre adınızı genelle paylaşmadan post gönderme. Hem de hiç üye olmadan yorum kutusu kullanır gibi post/konu gönderme. Bu tip invaziv tedbirler hep bir sorun/olay sonrasında ortaya çıkıyor.

Edit: Son olarak yaş sınırı olarak (eğer haber gerçeğe dönüşür ise) neden 13 seçtiklerini de kendimce ifade etmek isterim. Bence cezai sorumluluğun da bu yaştan başlaması nedeniyle böyle bir tercih yapılımış. Yaşınız bu miktarın üstündeyse direkt ceza alırsınız anlamında değil. Ceza alabileceğiniz en düşük yaş bu olduğu için. İşin hukuki diğer şartlarını bir tarafa bırakarsak eğer. (Yaptığı eylemin sonuçlarını öngörebilme vb.)

2 Likes

Göktürk hocamın dediği şeye katılıyorum.
R10 çok geniş bir platform ve kullanıcılar artık zorunlu bir şekilde kayıt olma gereksinimi duyuyor.
Şahsen ben telefon numarası isteyen forumlara dahi kayıt olmuyorken bu tarz birşeye kayıt olmazdım.
Ama en güvenli ve başarılı yöntem bu fakat burada da bir canlılık sistemi gerekecek mecburen anne/baba kimliği kullanılabilir olacak.

1 Like

Yani yaşadığınız durum dışında “kimlik onayı” dediğimiz şey bazı yönleri ile R10 platformunun sürdürülebilirliği içinde hukuki bir gerekçe olarak gerektiğini düşünüyorum çünkü ne kadar denetime tabi tutarsan tut illa ki bir yerlerde dolandırma vakaları olacaktır. Sonuç olarak sanal ortamdayız, fiziki şekilde temas hâli yok. (Örneğin şuan bu yazıyı yazdığım laptobu R10 üzerinden yüzünü, sesini yada adını bilmediğim bir insandan aldım ve hiç bir güven problemim yoktu, parayı yolladım 5 gün sonra teslim almıştım.)

Öte yandan bence R10 ile sınırlı değil bu durum, başka her türlü platformda sahte kimlik bilgileri ile kayıtlar yaşanıyordur zaten. Herhangi bir platformda bu şekilde başkasına ait bilgiler ile kayıt olma durumu olsa bile “TC kimlik” onayı dediğimiz şeyin sağladığı güvenlik önlemini gölgede bırakmıyor bence.

  1. Kayıt olma işi zorlaşıyor (Zaten R10 alıma kapalı bir platform, davet ile kayıt olunabiliyor ama burası farklı bir konu)
  2. Yasa dışı bir iş yapmış olursun (Eğer başka birinin adına hesap açarsan)
  3. Dolandırıcı olmayan bireyler arasında güven ortamını sağlar, tabii ki x bir kişi süphelenebilir ancak R10 gibi platformlarda biriyle ticaret yaparken bakabileceğin pek çok ekstra bilgi var ((Profil yaşı, ticaret puanı vs)

Bu durumlar bu gibi platformlarda 10 dolandırıcı varsa sadece 2’sinin dolandırıcılık yapabileceği bir seneryoyu doğuruyor bence.

1 Like

Evet evet. Aklıma ilk orası geldiği için o ismi verdim. Yoksa söylediğim şeyler genel olarak sorguladığım şeyler. O veya bu platforma özel değil.

Bu tür durumlarda direkt satış platformları ile satışa aracılık eden veya ilan paylaşılmasına izin veren forumlar arasındaki çizgi bazen tam net olmuyor. Bundan gelir elde eden sitelerin sorumluluğu zaten açık. Gerek güvenli ticaret gerek de diğer yöntemler ile tüm sorumluluğu kendileri alıyorlar. Fakat bundan direkt veya dolaylı bir gelir elde etmeyen ve sadece yer sağlayıcı durumunda olan platformlar açısından durum biraz daha farklı. Kişiler o platforma güvenerek alışveriş yapma hatasına düşüyorlar veya sitenin personel kadrosunun bu konuda bir sorumluluğu olduğunu düşünebiliyorlar. Aslında sizin muhattabınız sadece satıcı. Ekstra bir durum ve süreç işletilmediği sürece (eski GET mantığı gibi) orası sadece ilanları okuduğunuz bir site.

Bir kez daha tekrar edeyim buraya kadar yazdığım şeyler bir site özelinde değil. “Ama bu veya şu site bunu şöyle yapıyor” gibi bir cevap almamak için bunu tekrar etmek istedim. Söz konusu para içeren bir konu olunca tepkiler bir miktar daha sert veya ivedi olabiliyor. Böyle bir durum ile karşılaşmak istemem. Kaldı ki 13 yaş konusundan uzaklaşmış durumdayız. Bu yüzden son bir cümle daha edip cevabımı sonlandıracağım.

Gençlerin bizim zamanımıza göre çok daha bilgili olduğunu ve bilgiye erişimlerinin çok daha kolay olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte yaşanan sorunları bir engel/kısıt/zorlama ile değil de bilinçlendirme ve doğru ile bilgilendirme şeklinde olabileceğini düşünüyorum. Kimi (aile mi çocuk mu toplum mu), nasıl ve ne zaman bilinçlendirecekleri ise benim bilgi ve mesleğimin dışında kalıyor. O konuda söz söyleyemem.

2 Likes

Bende son olarak şunu söyleyeyim, 13 yaşından küçükler yine internete ve teknolojik aletlere erişebilecek, büyük ihtimalle sadece büyük sosyal medya (İnstagram, Tiktok, Facebook vs) sitelerine erişimlerini engelleyen bir uygulama olacak gibi. Bence mantıklı; yakın zamanda Discord olayında, bu tarz platformlarda çocukların nasıl kolay bir şekilde istismar edilebildiğini gördük.

Bence olay sadece istismar ile de sınırlı değil. 13 yaşında (hatta olgunluğuna göre 15’e kadar çıkabilir ergenlik yaşları çünkü) bir çocuk daha yaş bir ağaç gibi, ne tarafa eğersen o tarafa doğru büyüyecek bir yapıda olur. Yani kendi yolunu çizmek yerine gördüğü kişilerin yada fikirlerin yolundan gitmesi çok olası -ki gördüğüm kadarıyla bu yaşlarda yani ülkemizde (yurtdışını bilmiyorum) ortaokul çocukları arasında erkek/kız fark etmeksizin kore kültürü ve idol diye adlandırılan kişiler çok popüler :slight_smile: Bu durumuda tabii ki sosyal medya yayıyor bu çocuklar arasında. (Bu durum iyi midir kötü müdür bilmiyorum sadece bu yaşlarda ki çocukların herhangi bir kişiye ideolojiye bağlanacağını söylemek için söyledim.)

Yani geleceğim nokta şu, zaten hepimiz sosyal medya kullandık ve az çok nasıl bir ortam olduğunu biliyoruz. Ali yada Fatma diye 10 yaşında bir çocuk düşünelim, bu çocuk Tiktok üzerinde bir gönderiye kendi fikrini belirten yorum bırakıyor, tanımadığı biriside fikrinin çok saçma olduğunu söyleyip hakaret ediyor. Bu durum bu çocuğu ya insanlara nefret kusan bir bireye yada kendi fikirlerinin değersiz ve saçma olduğunu düşünen içine dönük bir bireye de dönüştürebilir. Bence bu yaştaki bir çocuğun hayatını sadece bir tane hakaret içeren bir yorum bile kökten değiştirebilir.

2 Likes

Bence çok mantıklı bu çocuklar zamanlarını youtube short ve reelsde gezmek yerine internette yapacak başka şeyler bulabilirler. Çocuklara zarar verebilecek yaşı büyük insanlar ile aynı ortamda bulunmamış olurlar.

Tam 13 yaşındayım şanslıyım

Bu yasağın denetimi asla gerçekleşemez ve gerçekleşmesi halinde önemli güvenlik açıkları gerçekleşir. T.C. kimlik numarası ile oluşturulan kayıtlar şantaj, taciz ve tehditle kötü ameller için kullanılabilir. Halihazırda bulunan ve verilerimizi emen uygulamalara bir adet daha veri vermenin sonuçları ağır olabilir. Bu gibi güvenlik zafiyetleri tek başlarına bir argüman olsa bile bazı hocalarım için yeterli olmayabilir. Bunun için de bir şeyleri yasaklayarak sona erdirme düşüncesini analiz edebiliriz.
Yüzyıllardır idam var olmasına rağmen insanlar hala suç işlemeye devam etti ve ediyor, peki bunun sebebi nedir? İdam ile insanların hayatları sona ermesine rağmen suçu işlemeye devam ediyorlar. Gerçekleşen suçlar her zaman birer süreçtir. Bir insan suçu işlerken ani kararla değil, yaşamış olduğu süreçle gerçekleştirir. Suç bir sonuçtur. Bizimde bu sonucun sebebini engellememiz gerekiyor, insanlar için eylemin ne ifade ettiğini değil. Bu suç işleyenlerin ortak özelliği nedir? Süreçlerini kontrol edememeleri. Refah, eğitim, aile sorunları, coğrafya ve çok daha fazlası suçu etkiler. Bu yüzden yasaklama ile değil, suçu etkileyen faktörlerin düzenlenmesine yönelik politikalara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

1 Like

r10 türkiyenin online mafyası gibi çalışıyor hocam, biraz işin içinde bulunan herkes acayip olaylarla karşı karşıya kalıyor.

türkiyede bu konuda tekel olmasının sebepleri de ayrıca tartışmalı.

13 yaş denetimi konusuna geri dönersek, özellikle bu ülkede ciddi bir mahremiyet ve güvenlik problemiyle karşılaşacağımız bariz, daha geçenlerde de taksi dahil bütün toplu taşımalara yüz tanımalı kamera sistemlerinin zorunlu bir şekilde getirileceği konuşuluyordu.

1 Like

Bence olmakta zorunlu mahremiyet dersek taksiciyi cezasını keserler, bir de yolu. Normalde takside sigara içmek yasak ama bugün hastanedeydim, gidene kadar bir paket sigara içti abi. Hani yasaktı falan diyorum, “Yok ya, kim dedi onu?” dedi. Neyse, konuya girelim.

Gençlerin Hangi Sosyal Medya Platformlarını Kullandığını Öğrenin

Sosyal medya platformları ve sundukları özellikler sürekli gelişmektedir. Çocuğunuzun kullandığı tüm sosyal medya platformlarını takip etmek iyi bir fikirdir. Bir sohbet edin; çocuğunuza şu anda hangi uygulamaların popüler olduğunu ve hangilerini sevdiğini sorun. Onlardan size nasıl çalıştıklarını göstermelerini isteyebilirsiniz. Belki de kendiniz bir hesap açmak istersiniz, böylece seçtikleri platformların inceliklerini öğrenebilirsiniz.

Ayrıca platformun hangi gizlilik ve güvenlik özelliklerini sunduğuna bakabilir, kullanıcı yorumlarını okuyabilir ve güvenlik endişeleriyle ilgili olabilecek herhangi bir haber hikayesi olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Diğer ebeveynlerle ve daha da önemlisi çocuğunuzla da konuşabilirsiniz; sosyal medya uygulamalarının artılarını ve eksilerini anladıklarından emin olmak için. Yaşa uygun sitelere bağlı kalın; Facebook, Instagram ve Twitter gibi çoğu sosyal ağ platformunda minimum 13 yaş sınırı vardır.

  • 13 ile 15 yaş arası kullanıcılar uygulamaya kaydolduğunda, hesapları varsayılan olarak gizli ayarına getiriliyor. Bu özellik, videolarına sadece arkadaşlarının yorum yapabileceği anlamına geliyor. Sadece 16 yaş ve üzeri kullanıcılar canlı yayın yapabiliyor ve doğrudan mesajlaşmayı kullanabiliyor. Sanal hediyeler satın almak, göndermek ya da almak içinse yaş sınırı 18.
  • Ancak uygulamanın bir yaş doğrulama sistemi yok ve sadece kullanıcıların girmiş olduğu doğum tarihlerine güveniliyor.
  • Uygulama performansı teşvik ettiğinden ve çoğu kullanıcı yeteneklerini sergilemek konusunda heyecan duyduğundan, avcıların genç insanlarla iletişim kurmanın bir yolu olarak övmeyi ve iltifatları kullanması mümkün.
  • Bazı ebeveynler, bazı videolardaki uygunsuz dil kullanımı hakkında endişe duyuyor (uygulama, kullanıcıların “s*ks” veya “alternatif film” gibi sakıncalı içerikleri aramalarına izin vermemesine rağmen).
  • Ebeveynler, bir miktar denetim sağlamak için Kısıtlı Modu kullanabilir ya da Aile Güvenliği Modunu kullanarak ayarları tamamen kontrol etmek için kendi hesaplarını çocuklarıyla eşleştirebilir.

Resmi Yaş Sınırı?

Resmi yaş sınırı: 13+

Ebeveynlerin bilmesi gereken uygulamalar ve web siteleri hakkındaki makalemizi faydalı bulabilirsiniz; bu makalede çocuklar için popüler sosyal medya sitelerinin güvenliği ele alınıyor.
Çocuğunuz gizliliğini şu şekilde koruyabilir:

  • Telefon numarası, konum ve doğum tarihi gibi kişisel bilgileri çevrimiçi ortamda yabancılarla veya kişisel olarak tanımadıkları kişilerle paylaşmamak
  • Telefon numarası veya doğum tarihi gibi kişisel bilgileri özel profillere eklememek
  • Ortak bilgisayarları kullandıktan sonra çıkış yapmak
  • Aynı anda birden fazla sosyal medya sitesine gönderi yapma gibi özellikleri devre dışı bırakmak
  • Parolalarınızı ve oturum açma bilgilerinizi gizli tutun ve bunları arkadaşlarınızla paylaşmayın


(Ben bir çocuğun LinkedIn kullanacağını düşünmüyorum)

Kaynak Kaspersky: Çocuklar için Tehlikeli Uygulamalar ve Web Siteleri

3 Likes

Çin’deki gibi sosyal beceri puanlarına ihtiyacımız olacak hocam (!) :slight_smile:

2 Likes